19 Mayıs İle İlgili Kompozisyon – Yazı – 6 Farklı Örnek

19 mayıs-ile-ilgili-yazı

19 Mayıs ile ilgili kompozisyon başlığı altında bu günün anlam ve önemini açıklayan 6 farklı 19 Mayıs ile ilgili yazı örneğini sizler ile paylaştık. Bu 6 örnek arasında 19 Mayıs ile ilgili kısa-uzun kompozisyon ve yazı örneklerini bulabilirsiniz.

  • 19 Mayıs ile ilgili kompozisyon kısa
  • 19 Mayıs ile ilgili kompozisyon 
  • 19 Mayıs ile ilgili yazı
  • 19 Mayıs kompozisyon uzun

başlıklarını yazımız içerisinde okuyabilirsiniz.


19 Mayıs  ile İlgili Kompozisyon Kısa 1

19 Mayıs

19 Mayıs 1919 günü Türk Milleti için çok önemli bir tarihtir. Milletimiz, bağımsızlık ve hürriyete ilk adımlarını bu tarihte atmıştır. Özgürlük mücadelesi Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak basmasıyla başlamıştır. Mustafa Kemal, milletin bağımsızlığı için yine milletin kararlığı ve azmine inanır. Büyük Önder Samsun’a çıkarak bağımsızlık ateşini yakmış, bu ateş vatanın dört bir köşesine yayılmıştır. Anadolu insanının beraberce tek yumruk olarak birleşmesini sağlamıştır.

Atatürk, Türk Milleti için girdiği mücadelede tüm gücünü, milletin inanç ve güvenine borçludur. Milletinin daima şerefli bir şekilde yaşamasını isteyen Atatürk, tam bağımsızlık hedefine ulaşana kadar asla vazgeçmemiştir. 19 Mayıs Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması için atılan ilk adımdır. Kurtuluş mücadelesinin ardından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine armağan etmiştir.

Biz Türk Milleti kurtuluş savaşımızın başlangıcı olarak 19 Mayıs tarihini “Atatürk’ü anma ve gençlik spor bayramı” olarak kutluyoruz. Söz veriyoruz! Büyük sıkıntılar ve fedakarlıklar ile kazanılan bu destanı hiç bir zaman unutmayacağız, canımız pahasına koruyacağız.
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.”
“Bugün 19 Mayıs. Yılmayız. Susmayız. Korkmayız. Esir olmayız. Bugün 19 Mayıs!”

19 Mayıs ile İlgili Kompozisyon Kısa: Elif Erol 6/F – Şehit Engin Eker Ortaokulu – 19 Mayıs ile İlgili Kısa Yazı Yarışması Okul Üçüncüsü


19 Mayıs  ile İlgili Kompozisyon 2

19 Mayıs

Bir ses yükseliyordu Samsun yakınlarından:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” diyordu… Bir bağırış duyuluyordu Anadolu’dan “Ya istiklal, ya ölüm!” diye haykıran.

İşte bu asil konuşmadır beni her 19 Mayıs‘ta bir kez daha coşturan… Umutlar tükeniyordu. Artık Türk Milleti bir şeyler yapmalıydı. İşte o zaman konuştu Mustafa Kemal:

“Eğer bu millet esir yaşayacaksa ölsün daha iyidir” diyerek Samsun’a ayak bastı. İnsanların özgürlüğe kavuşmasını sağlamak için bir umut olarak gitti. Anadolu’ya geçip, işgaller ve özgürlük mücadelesi hakkında halkı bilgilendirdi. Bağımsızlık mücadelesinin meşalesini yaktı. Türk halkını etrafına topladı ve özgürlük mücadelesinin önderliğini yaptı.

Amasya, Erzurum ve Sivas’ta kongreler toplandı sırasıyla, bütün ülkeye haberler salındı, milli mücadele ülkenin dört bir yanına yayıldı.TBMM kuruldu sonra, halkın iradesi üstün kılındı. Mustafa Kemal’in önderliğinde bir bütün oldu Türk Milleti, varını yoğunu ortaya koydu, canını verdi ama vatanını vermedi. Topraklarının işgal altında bırakılamayacağını tüm dünyaya gösterdi. Mustafa Kemal’in zekası ve liderliğiyle, Türk Milleti’nin fedakarlığıyla özgürlüğünü kazandı bu vatan.

Türk insanının makus talihinin değiştiği, kurtuluş savaşının başladığı gündür 19 Mayıs. Türk Milleti’nin, kendisine vurulan prangaları parçaladığı tarihtir. Mustafa Kemal, 19 Mayıs‘ı çok önem verdiği Türk gençliğine emanet etmiştir. Binlerce şehit verilerek, yokluk ve imkansızlıklar içinde kurulan Türkiye Cumhuriyetini, Türk gençliği olarak sonsuza kadar korumalı ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmalıyız.

19 Mayıs ile İlgili Kompozisyon: Simge Avcı 6/F – Şehit Engin Eker Ortaokulu ve Düzenleyen S. A. – 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı ile İlgili Kompozisyon Yarışması Okul İkincisi


19 Mayıs  ile İlgili Yazı 3

tanımsız 4

19 Mayıs ile İlgili Yazı – Şehit Engin Eker Ortaokulu-19 Mayıs Yazıları Kompozisyon Yarışması Okul Birincisi


19 Mayıs  ile İlgili Kompozisyon Örneği 4

Milli Bilinçle Bütünleşmek

Samsun’a farklı bir güneş doğdu o sabah!

Bu güneş O’ydu: Milli egemenliğin, cumhuriyetin güneşi. Bandırma’dan inerken takındığı tavır ve duruşu daha o zamandan yeni devletin kurulacağını müjdeliyordu sanki.

Samsun’a adımını atar atmaz ülkenin vahim durumunu araştırdı enine boyuna. Havza ve Amasya genelgelerinde açık açık ortaya döktü bunları. Genelgelerde yer alan “Ülkeyi, halkın azmi ve kararı kurtaracaktır.” maddesi kafasında her şeyi en ince ayrıntısına kadar planladığını gösteriyordu. Yeni bir millet doğmalıydı. Kendi egemenliğine sahip, aydın bir millet…

Samsun’dan Erzurum’a, Sivas’a, Sakarya’ya uzanan mücadele sadece ona mal olmamalıydı. Evet, bu oyunun başrolündeydi belki ama halkı arkasına almadan başarmadı hiçbir işini. Halkta birlik ve beraberlik duygusunu uyandırmış olması, onları örgütlemesi, milli egemenlik ve bağımsızlık kavramlarını ön planda tutması bir diktatör olmadığının apaçık göstergesiydi. İstediği, mutlak sahibi olacağı bir devlet kurmak değil, destanı yıllar boyu anlatılacak, halkın sözünün geçtiği bir cumhuriyetti.

Milli bilincin ne demek olduğunu savaş meydanlarında gördük. Hor görülen görülen yoksul halk, etten bir duvar örmüştü adeta düşman evladı karşısında. Başlarındaki deniz gözlü adamdan aldıkları her komut onları daha da coşturuyor, her yürek bağımsızlık düşüncesiyle bütünleşiyordu. Bu duygu seliyle teker teker döktüler ülkemizi paylaşmak isteyenleri denize…

Sıra, savaştan çıkan ülkeyi yaşanılabilir hale getirmeye geldiğinde izse O yine yalnız olmayacaktı. Halk, kurtarıcısından ses bekliyordu. Topraklar kanla sulanmıştı son bir yıldır, ama değmişti her şeye. Yitip gidenler arkalarında yüce vatanı bırakmışlardı armağan olarak. Şimdi el ele verip çağdaşlaşacaktı ülke. Halk tek söz sahibi, TBMM tek güvence olacaktı. Ardından uygar devletlere yakışır bir sürü inkılap geldi. Önemli olan, ulusun kendi iradesiyle O’na uyup sonsuz güvenmesiydi. Artık meydanlardaki kutlamalar sırasında sevinç naraları yükseliyordu hep bir ağızdan: “Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın egemenlik!”

İşte bizim atalarımız onlar. Kutsal emaneti bize bırakanlar. Bu toprağın tek karışının gözümüzde milyonlarca değeri var. Biz gençler ayrı ayrı ışığız. Birleşerek kocaman bir güneş olup ışıl ışıl edeceğiz ülkeyi. Bizden sonrakiler de bize gıpta edecekler, bizim atalarımıza ettiğimiz gibi. Çağlar boyu süregelecek bu. Egemenlik halkın olup halkta kalacak. Sanmayın ki 19 Mayıs 1919‘da başlayan bu destan bitti. Şu çılgın Türkler var olduğu sürece yazılmaya devam edecek. O, bizden bunu istiyor çünkü. Destanın başkahramanı, bütün çılgın Türklerin başkumandanı, en büyük çılgın Türk; ATATÜRK!

19 Mayıs ile İlgili Kompozisyon Örnekleri : Seda Bayırlı – Özel Akdeniz Palmiye Lisesi Mersin – 19 Mayıs ile İlgili Yazı Örneği

19 Mayıs ile ilgili duygu ve düşünceler ve 19 mayıs ile ilgili konuşma metni için fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.


19 Mayıs Kompozisyon 5

tanımsız 2

19 Mayıs ile İlgili Kompozisyon: Ezgi Özbek – Huriye Süer Anadolu Lisesi – Samsun (TBMM Yarışması İl Birincisi) – 19 Mayıs ile İlgili Yazı

19 Mayıs ile ilgili deneme yazısı, 19 mayıs 1919 ile ilgili kompozisyon – 19 Mayıs ile ilgili metin başlıkları ile ilgili yorumlarınızı aktarabilirsiniz.


19 Mayıs Hakkında Kompozisyon Uzun 6

19 Mayıs ile Yeşeren Özgürlük Tohumu

90 yıllık bir destandır bitmek bilmeyen. Yıllarca süren bir çabadır ülke adına. Kurtuluşun, bağımsızlığın yalnız kaldığı topraklar üzerinde, egemenliğin düşman elinde meze edildiği yıllardı geride kalan. Ne zaman kavramı ne de gidişe dur diyen bir dönemdi onların yaşadıkları. Cehaletin esir aldığı, ülkelerin eden halk sürgün yaşıyordu kendi toprakları üzerinde. Kurtuluşu arayacak, egemenliğini koruyacak, o ülkede söz sahibi olacak bir yığın insan cehalete gömülüyordu. İşte Mustafa Kemal tuttu çekti onları o karanlık gecelerden. O anda yeşermeye başladı işte, egemenlik de bağımsızlık da. O masmavi gözleriyle bu karanlık geceye aydınlık getirdi adeta. Halk bitkindi, yoksuldu. Samsun’a çıktı. Türk ulusunu işgallere karşı birleştirmek, onlarla bir bütün olup mücadeleye başlamak, ülkesini bütün bu eziyetten kurtarmak için aştı geldi hırçın dalgaları o mavi gözlü kurtarıcı. Tek adımıyla bile toprağa can getirdi adeta. Halk gözyaşlarına boğuldu, analar ayaklarına kapandı; “-Kurtar Ata’m bizi bu zulümden, bu eziyetten kurtar bizi!” diye gözyaşı döktü. . Ne vardı elimizde? Akıp geçen zaman, delice esen rüzgar ve dinmek bilmeyen gözyaşları. Ya elimizde bulunmayanlar neydi? Bu ülkeye ait bir egemenlik, demokrasi ve en önemlisi bağımsızlığın olmadığı bir ülke…

Geçmişi anlamak, onların acılarını paylaşmak değildi. Onları anlamak, gözyaşlarımızın yanağımızı yakarcasına, kalbimizin ortasından kurşun yemişçesine etkiler olması onları anlamaktı. Vatan bir bütün değildi o günlerde. Nasıl bir bütün ederdi? Demokrasi fikri nasıl yerleştirilirdi o hayata? En önemlisi bu vatan nasıl kurtarılırdı? Ne kadar çok soru vardı çözümü olmayan. Geçen günler vatanın binlerce askerinin, anaların, babaların kanıyla sulanan bu değerli topraklar biran önce kurtarılmalıydı. Tek çözüm yolu halkın mücadelesiydi. “Vatanın bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktı.” dendi en ücra köşelerde bile. Bir canımız, bir de ardımızda ağlayan analarımızı, bacılarımızı ve gözlerine bakmaya kıyamadığımız yarımızı bırakıp koştuk düşman üzerine. O gün Karadeniz her zamankinden daha hırçındı; dalgalar kıyılarla mücadele edercesine vuruyordu kıyılara, martılar rüzgara karşı kanat çırpıyor, bulutlar güneş ile savaşıyordu adeta.

İşte tüm direniş vatanın her bir köşesinde dağılmaya başlıyordu adeta. “Vatan bizimdir, vatan bağımsızdır.” diyen sesler yükseliyordu tüyleri diken diken eden. Sonra bir haber yayıldı kanları donduran, gözyaşlarını kurutan. “İzmir düşman elinde zulüm görüyor, halk vahşice öldürülüyor.” dendi. İşgaller başladıkça direnişler artıyordu bu zifiri geceye karşı. Dişe diş, göze göz. Vatan uğruna ölümü göze almış o yorgun savaşçılardık bizler. İşte hani bugün soruyoruz ya ardımıza dönüp.  Sorularımızın cevabı o yıllarda gizli aslında. Pandora’nın kutusu gibi her şey birer birer gizemini kaldırıyordu üzerinden.

Tüm mücadeleleri aşa aşa vatanı düşman zulmünden kurtardığımız gün kurduk Türkiye Cumhuriyetini ve sonsuz demokrasiyi. Deniz gözlü kurtarıcının Samsun’a attığı o adımla toprağa atılan demokrasi tohumu şimdi meyvelerini veren bir ağaç oldu. Belki kendi yok ama bize bıraktığı; asla düşman eline verilmeyen bir bağımsızlık, kendimize ait egemenlik ve bu ulusa can veren, onu ayakta tutan demokrasiyi emanet etti. Şimdi onu koruma sırası bizde. Çok önceki yıllarda toprağa atılan bu tohumu yeşertip meyve veren bir ağaç haline getirdiysek; korumasını sağlayarak daima ayakta tutabiliriz.
YETER Kİ BİZ İSTEYELİM…

19 Mayıs Hakkında Kompozisyon: Demet GÜNEŞ – Malatya Lisesi – Malatya (TBMM Yarışması İl Birincisi) – 19 Mayıs İle İlgili Yazı Uzun


 19 Mayıs anlam ve önemi ile ilgili yazı, 19 Mayıs kompozisyon başlığı içinde en beğendiğiniz yazıyı yorumlar kısmında belirtebilirsiniz.

19 Mayıs kompozisyon ve 19 Mayıs ile ilgili yazı başlığı hakkında yorum yaparak 19 Mayıs ile ilgili kompozisyon yazı – kısa uzun başlıklarımızın gelişimine yardımcı olabilirsiniz.

19 mayıs-ile-ilgili-yazı

19 mayıs-ile-ilgili-yazı-kısa-uzun

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*